Öyküler, Yolculuklar ve Misafirlikler


Öyküler, başkalarının anlattığı ve bizim okuyarak / dinleyerek misafir olduğumuz öyküler, misafir olduğumuz evlere benziyor aslında.
Hepimiz az çok bir yerlere ilk kez misafir gitmişizdir. Kapıdan içeri girmek üzereyken duyulan ve ilk birkaç dakikayı da kapsayan bir tedirginlik vardır: Rahatsız etmeden rahat edebilecek miyim?
Kimi evde, ev sahibinin aşırı titizlendiğini, her şeyi özenle yerleştirdiğini, misafir gelecek diye dip köşe temizlik yaptığını görürüz ve tam da bu, bizde tuhaf bir huzursuzluğa neden olur. Tüm bunlar kıymet gördüğümüzün göstergesidir aslında ama herhangi bir nesnenin yeri bir milim değişse, bütün dekor çökecekmiş gibi hissetmekten alamayız kendimizi. Bizi rahatsız eden de budur belki. Doğal bir ortamda değil, bir dekordaymış gibi hissetmek... Orada geçirdiğimiz her ânı, bir misafir olduğumuzu aklımızdan çıkarmadan yaşamak...
Kimi zaman ise misafir olmak niyetiyle çaldığımız kapıdan içeri adım atar atmaz kendimizi o eve ait hissederiz. O eve ait bir telaşın, bir sevincin yahut kederin içinde buluruz kendimizi. Daha ne olduğunu anlamadan, bir ucunu tutuşturuverir ev sahibi elimize.
Cassie Dandridge Selleck, tam da ikinci türden bir ev sahibi işte. Günah Kök Saldığındanın henüz ikinci bölümüne bile geçmemişken kendinizi Ora Leenin verandasındaki koltuklardan birine oturmuş, onun 1976 yazına dair anlattıklarını dinlerken buluyorsunuz.
Floridadaki küçük bir kasabada, Mayvillede o yaz yaşanan bir tecavüz olayı, birçok farklı olayı tetikliyor ve Ora Lee, Pikan Cevizcisi namıyla anılan ihtiyar Eldred Mims ve uzun yıllardır Ora Leenin yardımcılığını üstlenen Blanchea taşıması ağır ve unutulması imkânsız bir sır bırakıyor.
Tam yirmi beş yıl sonra, bir sabah gazetede gördüğü haber üzerine Ora Lee, artık bu korkunç sırrı daha fazla taşıyamayacağına karar veriyor ve hep birlikte bir günahın köklerine iniyoruz.
Khaled Hosseini, Bir öykü giden bir trene benzer. Ona nereden binersen bin, er ya da geç hedefine varırsın, der. Öyledir. Ancak okumak bir yolculuksa, bu sadece varmakla ilgili değildir. Çoğu kez bir kitapta anlatılan olaydan, trenin uğradığı istasyonlardan, kalkış ve varış noktalarından ziyade, o yoldan devşirilen düşünceler, karakterlerle birlikte yaşanan duygulardır okurun heybesinde kalan.
Günah Kök Saldığında, bu açıdan da misafirlerine cömert davranıyor ve yol boyunca heybelerini kendi bakışlarınca pek çok duygu ve düşünce ile doldurmasına olanak sağlıyor. Öyle kafanıza vura vura, zorla belletmeye çalıştığı, üstelik hazır paket halinde verilmiş, slogan tipi düşünceler/duygular değil bunlar. Dalından kendiniz topluyorsunuz, arzu ederseniz.  Çeşitli dallardan Blanchein çaresizliğini, Ora Leenin pişmanlıklarını, Mimsin vicdanını ve herkes için doğru olanı yapma çabalarını toplamak ve ardından derinden hissetmek mümkün.
Yazarın hikâye boyunca okuru usulca ama köklerinden sarstığı nokta ise, Ora Lee karakteri üzerinden incelikle çatlattığı iyi niyet kabuğu. Kimi zaman iyi niyetle ve tamamen doğru olduğuna inandığımız için gerçekleştirdiğimiz bazı eylemlerin ve sarf ettiğimiz kimi sözlerin, aslında kibrin içimize nasıl kök saldığını açıkça gösterişine birçok kez tanık oluyoruz hikâye boyunca. Ora Lee, olaylara yirmi beş yıl sonradan bakarken pek çok noktada, sözcük seçimlerinin ona kurduğu tuzağı fark ediyor. Niyetim iyiydi zırhının ardına saklanmıyor, aman ya kötü biri gibi görünürsem demiyor ve iyi niyetinden beslenerek derinleşmiş ön yargıları da anlatıyor.
Bu kitapta sırlar var ama yazar, hikâyesinin en temeline oturtmuyor bunu. Işıklı tabelalarla sırların varlığına işaret edip merak uyandırmak gibi bir gayesi yok. Bu da okurun sırların peşinde geçireceği zamanı, adalet, gerçek, doğruluk, eşitlik, vicdan gibi kavramlar üzerine düşünmek maksadıyla kullanmasına fırsat tanıyor. Kanunen yasak olmadığı halde siyahilerin yine de içeri girmemeyi tercih ettiği bir bara düşürüyor mesela Ora Leenin yolunu ve birkaç satırla, toplumların yasalar kadar çabuk değişmediğini çarpıyor yüzümüze.
Çok uzun bir yolculuk değil bu ama oldukça derin ve zorlu. Hani iyice bir hazırlanarak çıkıldığında çok da yara bere almadan atlatılabilir. Ama tam da bu yüzden, hiçbir yere götürmez sizi. Çünkü bazı yollarda yalnızca önyargılarınızı yaraladıkça ilerleyebilirsiniz. Ve bazı kitaplar, ancak sizi kanattığında okunmuş sayılır.


Yorumlar

Diyet Uzmanı dedi ki…
Uzman diyetisyenler ve beslenme danışmanları ile size özel zayıflama yöntemleri ve diyet seçenekleri.
https://www.diyetuzmani.com.tr/