
Günlerdir nasıl da heyecanlı herkes. Nasıl da sabırsız. Hani gitsin de yarım kalan umutlarıma döneyim diye gözünün içine bakılan bir misafir gibi bir zamandır 2014. Üzülüyorum onu öyle gördükçe. Ben kalsın istiyorum oysa. Biraz daha kalsın. Biraz daha bulaştırsın üzerime kokusunu. Ne bileyim, yol yorgunu tebessümünde sevdiklerimin kokusunu taşıyan bi misafir o benim için. Onların soluğunu, onların anılarını ceplerine doldurmuş da kalkmaya hazırlanan... Gitmese oysa, sımsıkı sarılsak bi kez daha. Hani sımsıkı ama... Bana sorsalar onunla kalmayı tercih ederdim. Evet, en çok bu yıl acı çektim ben. Ama istemiyorum işte gitmesini. Bi parçam var çünkü onda. Zaman bu, sormuyor işte. Geçip gidiyor.
Siz ne dilediniz bilmiyorum. Ne bekliyorsunuz yeni yıldan, ne umutlar yüklediniz onun incecik omuzlarına... Kararlar aldınız, hedefler koydunuz belki. Ben ömrümce hiç yapmadım bunları. Saatin saniye kolunun bir tıklık ilerleyişi her saniye için eşit değerde işte. Hiçbir şey için öyle bekleyemem ki ben, şu tarihte şöyle olacak diye. Zamanını beklerim bir şeylerin, eyvallah. Ama güzelliğin olgunlaşma süresi o. Ham olmasın tadı diye.. Öyle dilek, hediye filan da beklemem pek yeni yıllardan. Buyursun gelsin çat kapı, çay demler içeriz. Fakat ufacık bi dilek hakkım varsa, bu yıl biraz daha çok tebessüm edin isterim. Miniminnacık tebessümler sığmasın da yüreğinize yüzünüzde ağırlayın bi kısmını.... Biliyorsunuz, babam bi tebessüm benim. Siz ne kadar gülümserseniz, ben o kadar çok göreceğim onu.
Yorumlar