Şarkının Ellerinden Düşen

"Bir eli cebinde, ıslık çalarak, aylak aylak yürüyen bir adam düşünün. Neşeli değil. Kederli de değil. Boşluk. Sadece boşluk. Öyle ki ıslığı kendi içinde yankılanıyor. Düşündünüz mü? Tamam. Şimdi de birinin elinden usulca kayıp düşmüş bir şişe düşünün. Ya da herhangi bir “kırılacak eşya”. Zahmete girmenize gerek kalmayacak. Hazır kırılmış zaten. Arnavut kaldırımlı, ne çok dar ne çok geniş bir sokağın ortasında. Çok sert bir düşüş değil. Yakın mesafeden. Bir anlık dalgınlık. Kırılmış ama parçaları savrulmamış bir şişe. Ya da siz ne olarak düşündüyseniz işte. Hani uzaktan bakan bir göz ilk anda idrak edemez kırıldığını. Düşündünüz mü? İşte o şişe benim. Bir şarkının ellerinden kayıp düştüm.

Bir eli cebinde, ıslık çalarak yürüyen adamı hâlâ düşünüyor musunuz? Ne işi var bu hayalde diyor musunuz mesela? Muhakkak ki kırık parçaları savuracak tekme ondan gelecek. Tahmin etmek zor değil. Ama bilmediğiniz bir şey söyleyeyim mi? O adam aslında bir şarkı. Ve hiçbir yerinde ıslık sesi yok."


Yorumlar