Diyet'er Gari - Bencillik Bildirgesi yahut Affetmenin Rotası

Ne yapalım yani? Affetmeyelim de içimizde mi besleyelim bizi üzenleri? Onlar ki ayrı bir canlı türüdür ve insanın ruhundaki huzurla beslenir. Affetmedikçe, hep bir parçaları kalır içimizde. Affetmedikçe, sessizce kemirirler bizi, içten içe. Hani o meselde düşmanını neden sırtında taşıyarak nehirden geçirdiğini sorup duran kardeşine "Ben adamı sırtımdan indireli çok oldu. Sen de indir artık sırtından şu adamı," diyor ya adam, öyle işte. İndirelim kalbimizin sırtından artık onları. Affedelim ve çekip gitsinler. Çünkü hayatından çıkarmak, affetmekle olur ancak. Affetmedikçe, zinciri ne kadar uzun olursa olsun, bir ucu yüreğimize bağlı birer mahkum onlar. Ya da biz mahkumuz. Ne farkı varsa....

Ben ne bir öfkeyi nefrete dönüştürecek kadar çalışkanım ne de bir nefreti taşıyabilecek kadar güçlü. Güçlü olmak gibi bir arzum da yok zaten. Varsın güçsüz bilsinler beni affediyorum diye. Öyle affetmenin asaletinden filan da dem vuracak değilim. Yemişim asaleti. Asalet deyince aklıma kibar kibar yemek yeme zorunluluğu geliyor. Ne bileyim, bir dürümü yağını akıta akıta yiyemedikten sonra asil olmuşum olmamışım çok umurumda değil. Velhasılı, ne insana yüklediği varsayılan asaletle kandırırım kendimi ne de başka bir şeyle. Hiçbir şey olmak için değil, bir biçimde görünmek için değil, kendi üşengeçliğimden ve bencilliğimden benim bu affetmek sevgim. Hani reklamlarda derler ya, "iz bırakmayan yüzey temizleyici", öyle bir şey işte. "Mr. Af-man" Tabii ki o reklamlarda tanıtılan ürünler nasıl aslında iz bırakıyorsa affetmek de bırakıyor. Zaten unutmak değil mevzu, yarayı kaşımaktan vazgeçmek. Ya da affetmek, kucaklamak değil canını yakanları. Kendi yarana merhem sürmek yalnızca.

Bencilim ben de her insan kadar. Benim de canım tatlı. Bir nefret uğruna kaşıyamam, kanatamam yaralarımı. Vicdanımın rahatına bakarım ben. Kafam rahat etmeli. Haklı olduğuma inandığım kırgınlıklarımda dahi adım atıyorsam, rahatıma düşkünlüğümden hep. İyi ya da mağrur insan kıyafetine girmek için yapılan bir diyet değil yani.

Harflerime notumdur: Ah be, çalışmak zaruriyken gelir de gelirsiniz değil mi? Az bir bekleyin, gitmeyin bir yere.

Yorumlar