Derin Dondurucuda Saklanan Güzel Dilekler

Küçükken yüzmeyi öğrenememiş olmamın tek nedeni ayağımı yere değdirdiğimde başımın suyun üzerinde kalacağını bilmek konusundaki takıntımdı. Yok, öyle çok ayağı yere basan bir insan değilim ama öyle bir takıntım vardı işte. Kendimi bırakırsam suyun beni kaldıracağını bilirdi aklım ama içim kabul etmezdi bir türlü. Kendimi bıraksam bile yine de istediğimde ayağımı yere değdirebileceğim yerlerde olmalıydım. Ancak o zaman, istediğim an ayağa kalkabileceğimi bildiğim zamanlarda bırakabildim ben kendimi. Hayatta da böyleyim biraz. Boğulmaktan korkuyorum belki. O yüzden mutlulukta da çok açılmayı sevmem. Mutlu olduğumda çok mutlu olurum. Öyle mutlu olurum ki ancak "manyak" ya da "deli" diyerek tanımlayabilir insanlar o hallerimi. Tanımlamak çok gerekliymiş gibi... Ama o halin bir ömür sürdüğünü düşünemiyorum. İstemiyorum da. Arada dibindeki taşlar batmalı ayağıma. Kanatmalı belki. Hüznü severim. Acıları da. Yaşanmış olan benim bir parçam neticede. Yaşananı sevmesem de... Ama kendimi ona da bırakmam. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak da hoş bir şey değil çünkü. Kaçmamayı tercih ediyorum o yüzden. Velhasılı, bunca mutluluk dileği varken şimdi elimde, müsaadenizle yüreğimin derin dondurucusuna atıyorum elimde kalanları. Bir kısmını bugün kullandım, pek iyi bir gün değildi zira. Ama kalanları, ihtiyaç olduğunda kullanmak üzere atıyorum derin dondurucuya.

 Ben pek çok konuda çok şanslı biri sayılmam. Bugün de bunun örneğidir biraz. En abidik gubidik aksilikler benim başıma gelir. Hani sebep diye anlatsan "sular kesikti, çalışamadım"ın daha geçerli sayılacağı türden şeyler... Çoğunda acayip çaresiz hissederim kendimi. Çok öfkelenirim. Sonra çaresizliğim öfkemi iyice körükler. Hayattan nefret edecek olurum. Tam nefret edecekken sonra, güzel şeyler görürüm. Güzel insanlar... O kendime getirir beni. İçim siyaha bulanmışken parlar onlar. Utanırım sonra kendimden. Şanssız olduğumu düşündüğüm için çok utanırım. Kulaklarım yanmaya başlar. "Ah be," derim. "Sen mi şanssızsın? Baksana, ne güzel insanlar tanıdın sen..." Öyle işte... İyi ki doğurmuşsun beni be annem. Pek işe yaramıyorum, biliyorum. Ama çok güzel insanlar tanıdım be! Çok güzel. Öyle işte...

Yorumlar