Tuhaf

"İnsanlar tuhaf. Anlayamadıkları bir şeyle karşılaştılar mı anında yapıştırıveriyorlar etiketi: Tuhaf. E ben de insanım haliyle. Zaten o yüzden insanlar tuhaf diyorum. Çünkü benim anlayamadığım bizatihi insanlar. Gerçi kim anlamış ki insanları? Ama başkaları tek tek seçiyor tuhafları. “İnsanlar tuhaf” derlerse kendilerini de katmaları gerekecek çünkü. Belki de ben dışarıdan baktıktan sonra kendimi de kattığım için bu genellemeye, sahiden tuhafım."
Böyle başlıyor henüz bitmemiş bir hikâye. Belki bittiğinde burası başı olmayacak. Olsun. Mesele "tuhaflık" kısmında zaten... Çok şey tuhaf geliyor bana. Dev örümceğin ısrarla her akşam aynı yere ağ örmesi filan... Ama hiçbir şey insanlar kadar tuhaf gelmiyor. Bazı şeyleri nasıl yapabildiklerine şaşıyorum. Bana yaptıkları ayıp için ben utanıp sıkılıyorum, onlar utanmıyorlar. Öfkelenemiyorum bile. Diskaviri çenıl izler gibi bakıyorum tuhaflıklarına. Ben o kadar utanıp sıkılıyorum ki kendilerini çok da kötü hissetmesinler diye yumuşak bir üslupla ortaya uyarıyorum, tınlamıyorlar. Tınlamamak bir yana, sanki ben başka biriyle savaşıyormuşum gibi sırtımı sıvazlayıp benden beter bağırıyorlar hayali birilerine.

İnsanlar ne garip... Nasıl yapabiliyorlar bunu? Yani diyorum ki nasıl sindirebiliyorlar içlerine? Söyledikleri yalanlara mı inanıyorlar yoksa tüm insani duygularını mı yitirmişler? Ve niye ben üstleniyorum onların utancını? Hiç eksilmemesi gerekiyor da utancın yeryüzünden, sahipsiz kalanları evlatlık mı ediniyor bazıları?

Çok küçük şeyler benim taktıklarım belki ama mevzu "şey"in küçüklüğünde değil, eylemin ahlaksızlığında, niye anlatamıyorum bunu? Pişmiş kelle gibi sırıt buna da, hadi...

Yorumlar

yamançelişkiler dedi ki…
Yoruldum, patron. Yollarda yağmurdaki bir serçe kadar yalnız olmaktan yoruldum. Yanımda hiç arkadaş olmamasından bıktım. Nereye gideceğimizi, nereden geldiğimizi söyleyecek biri. İnsanların birbirine kötü davranmasından bıktım. Her gün dünyada hissettiğim ve duyduğum acılardan bıktım. Çok fazla var, sanki her an için kafama cam parçaları batıyor. Anlıyor musun?
repliğini getirdi aklıma yazınız...