Yokluğun var. Önemli bu. Ya olmasaydı? Düşünsene... Düşünebilsen keşke... Benim yokluğum yok. O olmadan düşünemezsin. Ama düşünmemeye çalışıyorum bunu. Sınav notlarıyla ilgili azar işitip de "Ama bütün sınıf dökülüyordu," dediğim vakit "Sen kendi kâğıdınla ilgilen!"lerle büyüdüm ben. "Abimin tabağında daha çok var ama," dediğimde "Sen kendi tabağını bitir de önce"lerle... O yüzden kendimdeki yokluklara yoğunlaşmaya çalışıyorum yine...
Yokluğun var. Birlikte çay içiyoruz bazen. Şekersiz. Bardak, fincan, kupa... fark etmez. Ama cam olacak illa ki... Çünkü ben de yokluğun da çayın rengini görmek istiyoruz. Çayın rengi gökyüzümüzdür biraz, görmezsek mapusta sayarız kendimizi.
Yüreğimiz de gözlerimiz gibi, çay gibi, camın ardında biraz. İçeriyi gösteriyor. İçeriden izliyor dışarıyı... Her şeyi görüyor. İçini görüyor... Ne zaman adım atmak istese, burnu yapışıveriyor cama. Neyse ki yokluğun var... Ya olmasaydı o da? Yokluğun olmasaydı, penceresiz bir odaya dönerdi içim belki de. Yokluğunla gelip geçmeyen kuşları sayıyoruz şimdi birlikte...
Yokluğun var. Birlikte çay içiyoruz bazen. Şekersiz. Bardak, fincan, kupa... fark etmez. Ama cam olacak illa ki... Çünkü ben de yokluğun da çayın rengini görmek istiyoruz. Çayın rengi gökyüzümüzdür biraz, görmezsek mapusta sayarız kendimizi.
Yüreğimiz de gözlerimiz gibi, çay gibi, camın ardında biraz. İçeriyi gösteriyor. İçeriden izliyor dışarıyı... Her şeyi görüyor. İçini görüyor... Ne zaman adım atmak istese, burnu yapışıveriyor cama. Neyse ki yokluğun var... Ya olmasaydı o da? Yokluğun olmasaydı, penceresiz bir odaya dönerdi içim belki de. Yokluğunla gelip geçmeyen kuşları sayıyoruz şimdi birlikte...
Yorumlar
Çok güzel çok!
Üzerine yorum yazamadım. Üzerine ekleyemedim.
Düşünen beynine sağlık!