Türbülansa Girmiş Sözcüklerdir

"En yakınınızdaki sevdiğinize sarılın," mealinde bir tivit düştü az önce ekrana...
Ne çok isterdim yapabilmeyi. Ama en yakınımdakiyle aramda kaç kilometre var bilmiyorum ki....
Niye hep böyle oluyor? Uzak ne? Sevdiklerim mi bana uzak, ben mi onlara uzağım? Seven/özleyen merkezlidir uzaklık biraz. Uzakta olan hep sevilendir. Seven, yüreğini de götürür ya gittiği her yere, hep aynı yerdeymiş gibi gelir ona.
Niye hep böyle oluyor? Ani bir tokat etkisi yapan sözler var. Ruhum türbülansa giriyor. Her gün içimden vızır vızır geçen şarkılar sarsılmaya başlıyor... Yalnızlık ne zaman atmosferim oldu benim? Ne ara bu kadar çok hava boşluğu doldu içime?
Eskiden uzun ve bütünlüklü yazılar yazardım. Bitirebildiğim öykülerim vardı. Sona erdiğinde bir işe yaradığımı hissettiğim günlerim... Ne ara bu kadar parçalandım? Ne zaman yarım kaldım? Ne vakit kayboldu günlerin sonu?
Hayallerin gerçek olmasını dilemek duadan ziyade beddua gibi geliyor bazen... "Hayalsiz kal" der gibi... Hayallerin gerçekliğine alışırsa insan, küstahlaşmaz mı?  Hayalsiz kalmasın kimse... Sevdiklerimi yanımda hayal ede ede pratik yapayım diye mi uzakta herkes acaba?

Yorumlar