Ben onu tanıyorum. O da beni tanıyor. Ama birbirimizi tanımıyoruz. Halbuki birbirimizi tanısaydık, kendimizi de tanıyabilirdik belki. Çünkü en zor ve en son kendini tanıyor insan. Tanıdığı her şeyle ve herkesle tekrar tekrar değişirken, bir türlü yetişemiyor kendini tanımaya...
Herkesin, nerede, kimde olduğunu bilmediği bir sihirli aynası var yüreğinin suretini saklayan. Ve ömrü, o aynayı arama macerasından başka bir şey değil. Herkesin içinde, nereye, kime ait olduğunu bilmediği bir ayna var. Sahibi onu bulana kadar hiçbir şey yansıtmıyor. Sahibi, gönlünün gözüyle bakana kadar, görülmüyor.
Ben onu tanıyorum. O da beni tanıyor. Ama birbirimizi tanımıyoruz. Çünkü hiç aynalarımızdan bakmadık birbirimize. Çünkü hiç, karşı karşıya koymadık yüreklerimizi. Sonsuza varamıyorsak, bundan belki. Birbirini tanımak, paralel yüreklerden yansıyan sonsuz görüntüde kaybolmaktan başka ne ki?
Ben onu tanıyorum. O da beni tanıyor. Bambaşka aynalara sıkışıp kalmış suretlerden ibaretiz şimdi. Yitirmişiz gerçekliğimizi....
Herkesin, nerede, kimde olduğunu bilmediği bir sihirli aynası var yüreğinin suretini saklayan. Ve ömrü, o aynayı arama macerasından başka bir şey değil. Herkesin içinde, nereye, kime ait olduğunu bilmediği bir ayna var. Sahibi onu bulana kadar hiçbir şey yansıtmıyor. Sahibi, gönlünün gözüyle bakana kadar, görülmüyor.
Ben onu tanıyorum. O da beni tanıyor. Ama birbirimizi tanımıyoruz. Çünkü hiç aynalarımızdan bakmadık birbirimize. Çünkü hiç, karşı karşıya koymadık yüreklerimizi. Sonsuza varamıyorsak, bundan belki. Birbirini tanımak, paralel yüreklerden yansıyan sonsuz görüntüde kaybolmaktan başka ne ki?
Ben onu tanıyorum. O da beni tanıyor. Bambaşka aynalara sıkışıp kalmış suretlerden ibaretiz şimdi. Yitirmişiz gerçekliğimizi....
Yorumlar