
Geçen gün ne tür mekanlarda kendimi daha rahat hissettiğimi düşünüyordum. Sanırım en çok "büyük çay" isteyince su bardağında getiren mekanlarda gülümsüyorum. Zaten 'satış temsilcilerinin' "Buyrun hanımefendi, nasıl yardımcı olabilirim?" dediği mağazalardan değil de "Buyur abla!" diyen esnaftan alışveriş yapmak da daha çok hoşuma gidiyor. "Bir şey içer misiniz?" yerine "Çay içer misin?" diyenlere karşı daha bir rahatım. Kapalı mekanda sigara içenleri de seviyorum.
Büyük çayı su bardağında getiren mekanlarda edilen sohbetler insanın içine işlermiş gibi geliyor hep. Hem ona büyük çay da denmez zaten, duble çay denir! İşte duble çay içilen mekanlarda sohbetlerin samimiyeti de duble oluyor sanki. Yalnızsan iki kat daha güzel okuduğun şiirler. Diline dolanan şarkı daha derinine işliyor yüreğinin. Ne bileyim, hava nasıl olursa olsun, su bardağında çay içilen mekanların anısı hep güneşli bir sohbahar havasında kaydediliyor sanki hafızaya. Biraz toprak kokusu bulup katıyor mekana nereden buluyorsa. Duble çayın yanında yakılan sigaralar, iki kez bayram ettiriyor ciğere. Onun yanında daha lezzetli börek de simit de.
Hani bir tarafından bakınca karşısındaki nesneyi büyüten, diğer tarafından bakınca küçülten lensler vardır ya, işte su bardağında çay da güzellikleri büyüten, olumsuzlukları küçülten bir lens gibi insanın yüreğinde... Samimiyet nedir diye sorsalar mesela, "Büyük çayı su bardağında getiren mekanlardır," derim. O derece...
Yorumlar
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
(Cemal Süreya)
evet mutlu bir sessizlik yayılır ellerime,şöyle kavrayınca,su bardağında gelen çayı,parmak uçlarımsa uzun zamanır tütün rengi.
Öncelikle sıkı bir çaysever olmanızdan mütevellit size hemen kanımın kaynadığını belirtmeliyim :)
Sonrasında ise "su bardağında çay"a ilişkin tespitlerinize katıldığımı söylemek istiyorum. Hani çay bardağının yeri ayrı ama, su bardağı ile çay içme eylemi zaten kahveden çok daha samimi olduğunu düşündüğüm çaya ayrı bir sıcaklık, ayrı bir samimiyet, ayrı bir huzur katıyor sanki. Ah olsa da içsek şimdi :)
olurda içeriz elbet,ama söz verin ,günün akşama yakın saatlerindeyse edip cansever den bir şeyler mırıldanalım.olur mu.?
@şahdamarındaki deli Benim çayım hep hazırdır, doğru:) Tesadüftür ki yazıdan sonra çıkıp bir turladım ve dönerken bir Edip Cansever kitabı alıp geldim. İçinize mi doğdu nedir:)
Selamlar.
Ama çay bir insana nasıl dokunabilir ki? Şifadır o şifa:))Yine de çaydan daha çok keyif alabilmek için önce sağlık:)) Ama güzeldir yani çay:))
yeni tanistim blogunuzla, cok da sevdim. ve de evet, cidden, samimiyet buyuk cayi su bardaginda getiren mekanlardadir.. Ne de guzel yazmissiniz...
Böyle "Allah ne verdiyse beraber yeriz," havası yok mu o mekanlarda?:) Gülümseyesi geliyor insanın:)