Herkese “canın
sağ olsun” demekten gelen ölümler vardır mesela. Ağır ağır yarılan yüreğin
uçurumuna savruluverir insan. Kendi yüreğinden düşmek, uyurken yataktan düşmek
gibidir biraz. Önce ne olup bittiğini algılayamaz insan. Canı bile yanmaz.
Sadece bir şaşkınlık hâli vardır ve kendini gerçekçi bir rüyanın ortasında
zanneder. O yarık nasıl açıldı yüreğinin
ortasında, hatırlayamaz. Bir kabusun gerçekteki izdüşümüdür olsa olsa. Yataktan
düşenler, muhakkak yüksek bir yerden düştüğünü görüyordur rüyasında.
Kendi
yüreğinden düşmek, ağaçtan düşmek kadar zevkli değildir pek. Kırıkları alçı
tutmaz yüreğinden düşenlerin. Kırıkları bile yoktur aslında. Her yana savrulmuş
parçaları vardır yalnızca. Ve o parçaları toplayacağı bir eteği bile yoktur.
Her biri kaynar yalan yanlış yerlerde ve birer kiste dönüşür yüreğin orta
yerinde.
İnsanı en çok
sevdikleri kırar dedikleri de yalandır. İnsanı “yalnızca” sevdikleri kırar
çünkü. Sevmediklerine karşı zırhı hep üzerinde, kalkanı hep havadadır.
Sevmediklerine karşı savunur kendini. Sevmediklerine saldırır bazen.
Sevdiklerinin yanında, uysal bir kedi gibi… Herkes sırtından bıçaklayabilir
birini… Yüreğinden bıçaklanmış birini görürseniz, olağan şüpheliler ancak
sevdikleridir.
Dile
getirilmiş, getirilmemiş hiç mühim değil ama “Hiç mi tanımıyor ki beni?” diye
düşünmek, belki de ilk adımıdır bir arkadaşlığın intihar yolundaki.
Yorumlar
bırak kendini ırmağın türküsüne
vursun seni o taştan bu taşa ...
o çağlayandan bu çağlayana....
Kavgadan uzak kalmışsan
sevdadan da uzaksın demektir
devinmez yüreğinin mağması
çatlamaz sabrın kara taşı
Hüz'nün isyan olur / A.TELLİ