Geceler hüzne aittir. Ya da hüzün gecelere. Bilmiyorum. Yıldızlar ve gece arasındaki ilişkinin bir benzeri belki de... İçimizdeki hüzün güneşinin yansımalarını görüyoruz gecede. O hep orada halbuki... Gündüzleri gözlerimiz kamaştığından göremiyoruz galiba...
Geceler bu kadar güzelken insanların o güzel anları uyuyarak geçirmesi hep garip gelmiştir bana. Ya da bizim küçük ilçeye neden geldiğine dair bir hikâye uyduramadığım Kanadalı bir turistin gezi esnasında doğan bebeğiydim ve karıştırılıp şimdiki aileme verildim. İçsel saatim oralara göre işliyor. (Kim karıştırdıysa eline sağlık, o ayrı.)
Ağırlığı yoktur aslında hüznün. O yüreğinize ağır gelen başka bir şey, hüznün adını çalan. Hüzün, hani sessizce oturmuş uzakları izlerken, mütebessim ve anlayışlı, gelip yanınıza oturan bir dost. Usulca yanınıza oturduğunda başınızı çevirdiğiniz ve gördüğünüze hiç şaşırmadığınız, sadece incecik bir sevinçle gülümsediğiniz insanlar gibi...
Bu yazının bir amacı yok. Hüznüm yaz dedi, yazıyorum. Onu hiç sorgulamadım. Ne zaman yaz dese yazdım. Gönlümün bir köşesi çalışma odasıdır hüznün. Herkes uyuduktan sonra gelir, çalışır. Ben sadece temize çekiyorum onun notlarını. Zaman zaman aklıma gelmiyor değil. Galiba hüznüm harf döküyor gözlerinden ağlarken... O ağladıkça gözyaşlarını külah yaptığım bir kağıda topluyorum ben...
Geceler bu kadar güzelken insanların o güzel anları uyuyarak geçirmesi hep garip gelmiştir bana. Ya da bizim küçük ilçeye neden geldiğine dair bir hikâye uyduramadığım Kanadalı bir turistin gezi esnasında doğan bebeğiydim ve karıştırılıp şimdiki aileme verildim. İçsel saatim oralara göre işliyor. (Kim karıştırdıysa eline sağlık, o ayrı.)
Ağırlığı yoktur aslında hüznün. O yüreğinize ağır gelen başka bir şey, hüznün adını çalan. Hüzün, hani sessizce oturmuş uzakları izlerken, mütebessim ve anlayışlı, gelip yanınıza oturan bir dost. Usulca yanınıza oturduğunda başınızı çevirdiğiniz ve gördüğünüze hiç şaşırmadığınız, sadece incecik bir sevinçle gülümsediğiniz insanlar gibi...
Bu yazının bir amacı yok. Hüznüm yaz dedi, yazıyorum. Onu hiç sorgulamadım. Ne zaman yaz dese yazdım. Gönlümün bir köşesi çalışma odasıdır hüznün. Herkes uyuduktan sonra gelir, çalışır. Ben sadece temize çekiyorum onun notlarını. Zaman zaman aklıma gelmiyor değil. Galiba hüznüm harf döküyor gözlerinden ağlarken... O ağladıkça gözyaşlarını külah yaptığım bir kağıda topluyorum ben...
Yorumlar
Bende yaşadığım acılarımı,mutluluğmu,hüznümü yerleştiriyorum masal düşlü aklıma :) hayata hep gülücüklerle bakman dileğimle not:bakmanız,etmeniz deki iz ve ız gibi harfleri hayatımda hiç sevmemişimdir yapmacık gelir bana nedense ,o yüzden saygısızlık olarak görmezsin umarım bunu)
gün batıyor ürkek yıldızlar
dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de kerpiç kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine ........Yılmaz ODABAŞI
hayatın gül koksun güzel insan sevgiyle banu
Ya ama ben bütün gece "kim" diye merak eder uyuyamam ki:( :))