Bazen öyle geliyor bana. Sanki çoğumuzun hayatı kaybetme korkusunun elinde oyun hamuru olmuş. Kendince şekiller verip duruyor.
Genel olarak korkular diyebilirdim belki. Sonra düşündüm, insan kaybetmekten başka neden korkar ki? Bütün korkular dönüp dolaşıp kaybetme korkusuna bağlanmaz mı bir şekilde? Karanlıktan korkarken görme yetimizi yitirmekten/kontrolü göremediğimiz için kaybetmekten korkmaz mıyız? Köpekten korkarken mesela, aslında neden korkarız?
Kaybetme korkusu, tüm korkuların kürkçü dükkanı. Sanki nihayetinde daima kaybetmeyecekmişiz gibi... Ya da sanki gerçekten kaybedecek bir şeylerimiz varmış gibi. Korkularımız o haritalardaki kalın kırmızı çizgiler gibi çiziyor sınırımızı.
Makul/gerçekleşmesi mümkün hayallerden ziyade gerçekleşmesi imkânsız hayalleri sevmek de bundan belki. Çünkü bir hayal, gerçekleştiği an kaybedilir aslında. Ve hayallerini kaybetme korkusu belirler bazı hayalleri.
Genel olarak korkular diyebilirdim belki. Sonra düşündüm, insan kaybetmekten başka neden korkar ki? Bütün korkular dönüp dolaşıp kaybetme korkusuna bağlanmaz mı bir şekilde? Karanlıktan korkarken görme yetimizi yitirmekten/kontrolü göremediğimiz için kaybetmekten korkmaz mıyız? Köpekten korkarken mesela, aslında neden korkarız?
Kaybetme korkusu, tüm korkuların kürkçü dükkanı. Sanki nihayetinde daima kaybetmeyecekmişiz gibi... Ya da sanki gerçekten kaybedecek bir şeylerimiz varmış gibi. Korkularımız o haritalardaki kalın kırmızı çizgiler gibi çiziyor sınırımızı.
Makul/gerçekleşmesi mümkün hayallerden ziyade gerçekleşmesi imkânsız hayalleri sevmek de bundan belki. Çünkü bir hayal, gerçekleştiği an kaybedilir aslında. Ve hayallerini kaybetme korkusu belirler bazı hayalleri.
Yorumlar