Yazmak da Göz Göze Gelmektir Bir Nevi

Aşağıya ekleyeceğim satırlar, bir kalemin yazıp yazmadığını denerken kâğıda yansıyanlardır:


****

Deneme maksatlı yazılmakta olan bu yazı bilmem ki imha eder mi kendi kendini. Zamana bırakıp beklemeli. Bu pek tarafsız bir deney olmaz aslında. Zira zaman her şeyi imha eder nihayetinde.

Yıllar sonra yine saman kâğıda kalemle yazmak enteresan bir duygu. Eski odamda olmak o tuhaflığı başını okşayarak uysallaştırıyor. Kahve yerine çay var yanımda. Odayı dolduran müzik eksik. Manzara da eskisi gibi değil. Eskiden odamın penceresinden uzun bir karanlık görülürdü. Tepesinde yıldızlardan avizeler... Dolunay, o karpuz avizelere benzerdi. Karanlık biraz ileride koyulaşırdı. Gündüzleri mezarları örten o koca ağaçlar, geceleri karanlığı beslerdi. Hemen arkasında ise yeniden ışıklar parlamaya başlardı. İstanbul'a uzanan E-5 karayolunun aydınlatmaları... O vakitler ne zaman o manzaraya baksam, her karanlığın ardı ışık der, manzaraya yüklediğim bu anlamla keyiflenirdim.

Şimdi pencereden başımı uzattığımda burnumun dibinde bir apartman. Zaman zaman bir kedi ya da bir insanla göz göze geliyorum. Halbuki sevmem ben göz göze gelmeyi. Oradan sanki içime akıverecekmiş gibi gelir karşımdaki.

Çayım bitti, yeni aldığım kağıtta evde bulduğum kalemi denemem de başarılı sonuç verdi. Kaçar gibi gidiyorum evet, çünkü yazmak da aslında göz göze gelmek bir nevi. Ruhunuza gözünüzden sızamayanlar, harflerinize tutunarak sızabilirler istedikleri gibi.

Yorumlar

Min'el Lâ dedi ki…
"çünkü yazmak da aslında göz göze gelmek bir nevi" şimdi biraz burada oturup beklemeliyim sanırım,etkisi azalınca devam ederim yoluma.
N.Narda dedi ki…
Nasıl es geçmişim bu yazıyı!
Çok güzel!
Calamity dedi ki…
Bunu gerçekten çok sevdim! 'yazmak da aslında göz göze gelmek bir nevi'
ilk blog açtığımda kendimi çıplak gibi hissetmiştim. biliyordum ki her şeyimi 'anonim' açıyordum.
okuyan herkes kendi penceresinden bakacaktı ama ben kendimden bahsedecektim, herkes kendi hikayesinden bir parçayı sevecekti. hani kitap okurken o dönemde hissettiğin şeylerin altını çizmek istersin. zaman geçer, sonra o kitabı tekrar alırsın eline. neden buraları da çizmemişim diye başka başka yerleri sever, hatta eskilerinin arasında 'bunu çizmeme ne gerek varmış' dediklerin çıkar.
yazmak göz göze gelmekten de fazladır. yazı kaldığı sürece gözlerini de kaçıramazsın. sen istemesen de içinden bir ses bakmaya devam etmen gerektiğini söyler.