Saçma

-Otursam, saçmalasam sabaha kadar.
-Sabah oldu zaten
-Bana gelişi o fiyattan zaten abi.
-Ne gelişi?
-Lafın gelişi.
-Püfff! Saçmalama ya.


-Daha en başta söyledim sana.
-Ne söyledin?
-Derdim saçmalamak zaten. Saçmalamak istiyorum.
-Niye?
-Ulan nedenli konuşsam saçmalamak olmaz ki o?
-O da doğru.
-Başaramadım demek.
-Neyi?
-Saçmalamayı.
-Niye ki?
-Doğru dedin de ondan. Doğru olmaz ki saçmalanan.
-Yalan mı olur?
-Yalan da olmaz.
-E ne olur o zaman?
-Ne yalan ne doğru olur. Öyle arada kalmış, kimliksiz bir şey.
-Ne yalan ne doğru olan bir şey var mıdır?
-Vardır.
-???
-E vardır dedim ya.
-İlla sormam mı gerek?
-İlla söylemem mi gerek?
-Ne söylemen?
-Sormanı.
-Ne soracaktım ki?
-Nedir diyebilirsin mesela.
-Ne nedir?
-Ne yalan ne doğru olan şey.
-Haa. Nedir?
-Saçmadır.
-Abi anlamadım yeminle yav, ne diyorsun sen?
-Boşver, anlama. Sen aklını yeterince saçmışsın doğrulara.
-Ve yalanlara.
-Tamam sus, daha fazla saçmalama.

Yorumlar

melike dedi ki…
Sabah sabah canım çekti, bir baktım ki saçmalamışsın :)))Hem hakkını vermeli,başarılı bir saçmalama olmuş:) Şu cümleyi sevdim: ''Sen aklını yeterince saçmışsın doğrulara.''
ena dedi ki…
:))))) saçmalıyoruz şükür... Kelime saçıyoruz, saçmalıyoruz, sonra saçmalarımızdan korunmak için saçak altlarına kaçıyoruz:))

Ve evet, aklımızı hep doğrulara saçıyoruz...ya da yalanlara... daha fazla saçmalasak keşke...