Evren ve Altın Yumurtlayan Tavuk

Çekim Yasası üzerine bir iki çalışma yapmıştım. Para kazanmaktı maksat. Yoksa ömrünü Evren dedikleri o şeyi anlatmaya ve sevdirmeye vakfetmiş biri değilim. Zaten o çekim yasası kitaplarında anlatılanlara bakınca aslında, derininde evren denen şeyin biraz salak olduğunu düşünmüşümdür hep. Neden derseniz;

Şimdi eyvallah, olumlu düşünmek güzel bir şeydir. İyimser olmak hoştur. İyimserlik bir masaya konmuş çiçek gibidir, masayı değiştirmese de güzelleştirir. Buna hiçbir itirazım olamaz.

Çekim Yasası özetle size der ki, "istemediklerinizi değil, istediklerinizi düşünün. Yüce Evren onu size verecektir." Sonra detayına indiğinizde şöyle der size: Olumlu düşünmek yetmez. Düşüncelerinizi de olumlu şekilde ifade etmelisiniz. Misal "Ya hasta olmayayım bu kış n'oluuur" demek yerine, "Bu kışı sağlıklı geçireyim," demek gerekir. Bir yere kadar buna da eyvallah. Tamam insan psikolojisine güzel etkileri vardır bunun. Hoştur, iyidir. Ama benim üzerinde çalıştığım kitapta bunu şöyle sebeplendiriyordu: "Çünkü hasta olmayayım dediğiniz anda Evren oradan hastalık mesajını alır ve düşündüğünüzü geri aldığınız için de size hastalık gönderir. 'Faturalarım çok gelmesin' dediğinizde de size otomatik olarak fatura gönderir. Çünkü fatura kelimesini mesaj olarak algılar."

Şimdi güzel kardeşim, benim söylediklerimi yahut düşündüklerimi sadece şeklen ele alan bir varlıktan ben hiçbir şey istemem zaten. Eğer ki o evren ben "hasta olmayayım" dediğimde, "Aha hasta dedi hasta dedi, masa 3'e bi hastalık çek," diyorsa afedersin de salağın daniskasıdır o arkadaş! Ben ondan hiçbir şey istemem. Önce gitsin cümleleri anlamlarına göre değerlendirmeyi öğrensin. Bize ilk okulda öğretiyorlar çünkü: hani anlam bakımından olumlu biçim bakımından olumsuz cümleler filan...

Velhasılıkelam, ben evrene inanmam. Çekim yasası da dinsizler için din üretimi gibi bir şey gelir bana. Bütün öğeleri de çeşitli dinlerden alınıp adları değiştirilmiş öğeler gibi gelir bana. Neyse konumuz bu değil ama... Bağışlayın, uzun ve belki gereksiz bir giriş oldu.

Sadece şunu demek istemiştim;
Adı nedir bilmiyorum ama tuhaf bir şey var bu hayatta. Bazen bir insanı çok düşündüğünüzde küt diye karşınıza çıkması çok esrarengiz bir olay gibi geliyor bana. Evren teorisi de yukarıdaki sebeplerle açıklayamıyor bana bunu.

Kaç defa başıma geldi saymadım da, sonuncusu bugündü...

Geçen sene misal, çok eski bir arkadaşımla anılarımız geliyordu sık sık aklıma bir dönem. Bir şey oluyor, ben dört yıldır görüşme imkanı bulamadığım o arkadaşı hatırlıyorum misal. Ertesi gün biri bir şey söylüyor, "Aaa, abi biliyor musun bizim bir arkadaş vardı o da böyle derdi," filan diyorum... Bu şekilde bir 5 gün geçtikten sonra telefonum çaldı bir gün ve o arkadaş aradı.

Bu aralar da belirli videolara takmış durumdaydım. Tekrar tekrar izliyorum. "Ya bak şurda da şöyle olmuştu" deyip duruyorum kendi kendime... Sonra bugün bir kafe masasında çeviriye gömülmüş otururken arkadaşım dürtüyor beni, "Aaa bak senin sevdiğin insanlar geliyor."

Bu çok değişik, çok mucizevi bir şey bence... Hani bu hayatı yaşanmaya değer kılan bilinmezliklerden... Ve insana kendini çok iyi hissettiriyor.

Nasıl oluyor bu, neden oluyor, adı ne, çekim yasası mı, evren mi, düşünce gücü mü? Bilmiyorum! Ve her haltı öğrenmeye can atan ben, inanın öğrenmek de istemiyorum bunu. Bu benim küçük mucizelerimden... Mucize kalsın... Öyle hissettirsin her seferinde bana. Aklımdan geçen bir sevdiğimi her gördüğümde elmacık kemiklerim ağrısın tebessüm etmekten...

Altın yumurtlayan tavuk gibi bir şey bu...

Yorumlar

N.Narda dedi ki…
Adını öğrendiğinde sihri kaçmıyor merak etme: Hiss-i kablel vuku. Dediğin gibi bir güzellik, Allah'ın bir lütfu. Lütuf diyorum çünkü uzun bir zamandır başıma gelmiyor. Sebebini biliyorum galiba. Ama şimdi yazmayacağım.Benden kaynaklanıyor ama.Şu kadarı var, hayatı ve içindekileri,ötesindekileri hissetmeye ara verirsen...Boşverelim...
Not: Ne yorumlar yazıyorum bugün yahu. İyi ki internete dönmüşüm:)
ena dedi ki…
:)) Bence de iyi ki dönmüşsün:))

Keyifle okuyorum yorumları ve seviniyorum:))