Oyunlar


Futbolun Şifreleri adlı kitapta, Avrupa ülkelerinde senede iki defa gerçekleştirilen mutluluk anketlerinden bahsediliyordu. Gelir artışının da insanların mutluluk seviyesini artıran etkenlerden biri olduğu ancak bu etkinin kısa süreli olduğu gözlenmiş. Zira daha önce kendilerine Adams ailesini referans alan bir aile onların gelir düzeyine ulaştığında kısa bir süre mutlu oldukları fakat daha sonra kendilerine yine kendilerinden yüksek bir gelir düzeyine sahip bir aileyi, misal Smithgilleri referans alarak yine aynı mutsuzluk girdabına sürüklenmekte, onlara yetişmek için çalışmakta ve mutluluk düzeyleri düşerken stres düzeyleri artmakta imiş.

Az önce kafamı dağıtmak için Bejeweled Blitz oynarken aklıma geldi bu. Benden yaklaşık bin puan fazla almış bir arkadaş vardı listede. "Şunu geçeyim," diye başladım tıklamaya. İlk birkaç oyun ısınma turları filan... Seviyorum da oynamayı yalan yok. Ama bütün vaktimi de ayıramam, yapmam gereken işler var. "Tamam şunu geçeyim bırakacağım." Birkaç oyun sonra geçtim. O esnada sıralamada yükselince bir başka arkadaş takıldı gözüme. "Şuna da birkaç bin kalmış lan, bi bunu da geçem," diye basıverdim "Play"e...

Hayatın oyunları bile kendine benzetmesi ne acı! Yoksa oyunlar hayatın adamı mı zaten?

Yorumlar

Nuray İlbars dedi ki…
Bu oyunu ben de oynuyorum. Saatlerimi geçirebilirim. Meditasyon gibi, oynuyorum ama bir dolu şey düşünüyorum o arada. E bir de puan yükseltmişsem, harika..
N.Narda dedi ki…
hayat mı, insan mı benzeten? Hayatın kendisi hırslı mı, yoksa sadece hırsın isteklerine cevap verme potansiyeline mi sahip?...Ve bu arada, o tip anketler para kazanma hırsım olmadığı için kendimi kötü hissetmemi engelliyor :)