Kırmızı Başlıklı Kız'ı Gözlerini Kocaman Açarak Dinleyen Kızın Mucizesi

Beş sene kadar önceydi. Çok neşeli bir anımda, okuldan çıkmış otobüs durağına doğru yürürken telefonum çaldı. Babamdı arayan... Önceki cümleler de hatırımda ya "Anneannen vefat etti kızım," derkenki ses tonu uzunca bir süre gitmedi kulaklarımdan...

Ertesi gün sınavım vardı. Annem "Gelmesin sakın," diyordu babama. Sesi geliyordu. "Sınavı var yarın. Sana söyleme dedim o kadar." Gitmek istedim. Annemi üzmek istemedim. Gitmedim. Gidemedim.

Derslere girmedim ertesi gün. Kampüste öyle dolanıyordum sınav saatine kadar. Kederli bir anımda, öylece otururken bir köşede telefonuma bir mesaj geldi. "Kuzeeen, yeğenimiz doğdu."

Ne tuhaf bir andır o. Nasıl bir karmaşadır...

O zaman "Tamam," demiştim. "Çocukluğumun masalcısı beni bıraktıktan sekiz saat sonra bir mucize gibi doğduysa eğer minnacık bir bebek, 'Artık masal dinleme çağın kapandı, masal anlatacaksın' diyor bana hayat." Büyüdüğümü yüzüme vuruyordu adeta.

Şimdi neredeyse beş yaşında o çocuk. Ve ben dün gece masal anlattım ona. Gözlerini kocaman açmış dinliyordu. Arada durup "Gözlerini kapamazsan anlatmam," diyordum. Merakla sorular soruyordu. O kadar mı güzel dinlenir bir masal Yarabbi! O kadar güzel dinliyordu.

İlk başta onu ben yatırıyorum diye mızıldanmıştı aslında. Yani ben yatırıyorum diye değil de, benim Fatoş Halama bağlandığım gibi bağlandığı Sibel Halası diğer odada kaldı diye. Sanki sevilmediğini düşünüyormuş gibi ağlak bir sesle "Halacım Sibel Halam niye yanıma gelmiyor?" dedi. "Gelecek birazdan. Az işi var. O gelene kadar ben kalayım yanında olmaz mı?" dedim. "Hem masal anlatırım sana." Biraz buruk kabul etti. Aklımda kaldığınca, becerebildiğimde anlatmaya başladım Kırmızı Başlıklı Kız'ı. Onu istedi. Becerebildiğimce anneannemi taklit etmeye çalıştım. O şahane masal anlatırdı. Kuzucuğum Yavrucuğum diye bir masal anlattırırdım ben ona hep. Kuzunun sesini ayrı, annesinin sesini ayrı... Müthişti anneannem... Onu düşündüm ister istemez. Onu taklit etmeye çalıştım...

Masalın ortalarına gelmiştim ki Didar başını kaldırıp, "Halacım bir şey söleyebilir miyim?" dedi. "Söyle," dedim. "Sen bana masal anlat Sibel Halam hiç gelmesin." dedi.:)

Dün akşam Didar'a masal anlattığım anlar mucize gibiydi. O an hissettiğim huzur, o tuhaf olağanüstülük, onun o kocaman açılmış gözleri...

Anneannem, ben de masal anlatıyorum artık... Anneannem... Kuzucuğun istemese de büyüdü...

Yorumlar