Keyifli Bir Günün Akşamı


Zamanı başa sarmak ya da bugüne davet etmek geçmişi…

Sanki bir zaman makinesinin yemek salonundayım, koca bir tepsi karışık geçmiş getirmişler önüme… Her çağdan bir parça… Potpori… Ya da sanki zaman makinesine bindirmişim de bugüne getirmişim geçmişi…

Yeniden öğreniyorum caddelerde telaşsız yürümeyi. Sağda solda, arada kıyıda kalmış tozlu dükkanlara bakarak ciğerlerime hava yerine huzur çekmeyi tekrar keşfediyorum…

Can sıkıntısıyla kendimi küçük, sokak arası bir çay bahçesine atıp demli, belki karbonatlı çayımla bir sigara yakıyorum. Daracık bir ara sokakta kalmış küçük bir bakkaldan aldığım yirmi beş kuruşluk kalemle bir süper market fişine bunları karalıyorum rüzgar sigaramı sinsice çalarken benden. Gülümsüyorum… Yanımdan geçenlerin telaşına ortak olmamaktan mutlu, gülümsüyorum.

Dostlarım geliyor evime. Kahve keyfi… Bir sigara belki… Belki değil, mutlaka… Fonda İncesaz illa ki… Tozunu alıyor ruhumun… Gündelik telaşlardan bir sohbet, yürek telaşsız…

Sonra bir süreliğine bu dünyadan kaçmanın en keyifli yolunu yeniden yürek haritama çiziyorum. Bir tiyatro salonunda sahneye kilitliyorum gözlerimi. Büyüleniyor ruhum… Söylenen güzelse, söyleyen güzelse daha şahane… Ama her şeye rağmen orada olmak bile yetiyor yüreğimdeki tebessüme aç o bilinmez yere…

Telaşsızca kitapçılarda dolanıp güç bela seçilen kitaplara sevinçle tekrar tekrar dokunmak sonra… Güzel, öyle güzel ki her oturuşta bir kez daha çıkarmak çantadan yahut poşetinden ve kapağına dokunup gülümsemek, ilk sayfalarını açmak özenle…

Gülümsüyorum… Telaşsız, keyfini süre süre yaşanan bir güne… İçimde bir süre ayaklanan nerede o eski ben feryatlarına inat bugünün olgunluğuyla geçmişi yaşıyorum. Geçmişi bugünde ağırlıyorum…

Sonra keyfimi perçinlemek için yazarken bunları, hep yarınlardan bahseden yazılar yazdığım geçmişime gülümsüyorum bir kez daha…

Yorumlar