"Güleç yüzüm, mahcup kalbim kıpkırmızı yürüdüm..."

"Güleç yüzüm, mahcup kalbim... kıpkırmızı yürüdüm." diyor Feridun abi. İşimiz bu bizim. Masallardan ışık alır, yürürüz biz. Hiç gitmez sandıklarımız gider, biz yürürüz. Koşu bandında mıyız neyiz? Biz gitmiyoruz sanki. Sadece yürüyoruz. Düşme diyorlar bize. Aman ha düşme. Kalk. Yürü. Ne olursa olsun yürü... Yürüyoruz biz de. Halbuki izin verseler, düşsek. Varsın bir tekme de onlar vursunlar. Düşsek biraz. Yerdeyken daha net görüyor insan bazı şeyleri. Ayaktayken hiç görmediği şeyleri görüyor insan yerde. Onları tanısak, kalkıp tekrar yürüsek sonra. Nasılsa gitmiyoruz bir yere. Acelemiz ne? Kalkmayı da öğrenmeyelim mi? Üzülelim biraz da. Çünkü üzülmeyi bir eksiklik gibi görüyor insanlar. Üzülmeyi bir zayıflık gibi... O yüzden ne vakit üzülmeleri gerekse, öfkeye tahvil ediyorlar üzüntülerini. Ne varsa onları üzen, öfkeyle bakıyorlar ona. Kendileri de inanıyorlar sonra öfkelerine. İnsanlar üzülememekten çürüyor. Üzülememekten... yolunca yordamınca...Düşmekten değil onca yaramız yoksa.

http://www.youtube.com/watch?v=X9kHrWTOw58

Yorumlar