çayı seven çocuklar

Biz çayı seven çocuklarız be İsmail Abi. Biliriz dem nedir. Beklemek nedir, sabretmek nedir, biliriz. Ama galiba bekleye beklete çayı acıttık abim. Kararını bilemedik beklemenin.
Giden dönmüyo işte. Gelmeyen, hiç gelmiyo. O acı geçmiyo... Hiç geçmiyo. Yer ediyo içinde. Katılaşıyo, kemikleşiyo. Bi parçan oluyo. Öyle bi parçan oluyo ki abi, o acı olmadan yaşayamazsın gibi geliyo. Biri üfleyecek olsa sızına, saklıyosun. Yüreğinin en kuytu köşesini aydınlatan yegane mum sönecekmiş gibi saklıyosun gözlerini.
Biz, bi ihtimal uğruna, gerekirse bi ömür beklemeye hazır çocuklarız abi. Bir an verseler bize, biz bi ömür yaşarız onu. Ufacık bi ihtimali, miniminnacık bir anı bir ömre yaymaya kalkınca, piksel piksel oluyor içimiz haliyle. Fark etmiyo uzaktan bakanlar. Ama biz görüyoruz be abi. Acısıyla bütün olanlar çok kolay seçiliyor aslında. Dokunmak istiyoruz onların yaralarına. Olmuyo abi... Dokunamıyoruz. Bi salgın gibi bu. Yaralar dokunamamakla bulaşıyo.
Ben yüzme de bilmem ki sen gibi... Yine mi içimin sığ denizine atlayıp omurilik felci edeceğim yüreğimi?
Bi çay dökseler, içsek... Sulandırsak denizimizi.

Yorumlar